Merkez Bankası, haftalık borç verme uygulamasına dönerek politika faizini artırdı. Bu karar, enflasyonla mücadele ve piyasalardaki likidite koşullarını iyileştirmek amacıyla alındı. Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında alınan bu karar, piyasa çevreleri tarafından sürpriz olarak değerlendirildi. Ancak, enflasyonla mücadele açısından doğru bir adım olarak nitelendirildi. Merkez Bankası, 20 Mart 2025 tarihinden itibaren haftalık repo ihalelerine yeniden başlanacağını duyurdu. Bu durum, likidite yönetimi araçlarının etkin bir şekilde kullanılacağını gösteriyor.
Merkez Bankası, politika faizi olan haftalık repo ihale faiz oranını 350 baz puan artırarak yüzde 46 olarak belirledi. Gecelik borç verme faizi ise yüzde 49'a yükseltildi. Bu artış, enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarının risk unsuru olmaya devam etmesi nedeniyle alındı. Ekonomistler, bu kararın piyasalardaki likidite koşullarını iyileştireceğini ve enflasyonla mücadelede önemli bir adım olduğunu belirtti.
Geçen yılın sonunda başlayan faiz indirim süreci, siyasi gerilimler ve küresel türbülans nedeniyle askıya alındı. Merkez Bankası, 13 ay aradan sonra faiz artırımı yaparak, piyasalardaki belirsizlikleri azaltmayı hedefliyor. Bu durum, yatırım maliyetlerinin artacağı anlamına geliyor ve iş dünyası için yüksek maliyetler doğurabilir.
Merkez Bankası'nın sıkı para politikası duruşu, yurt içi talepte dengelenme ve Türk lirasında reel değerlenme sağlamak amacıyla devam edecek. Enflasyon beklentilerinin düşürülmesi ve fiyat istikrarının sağlanması için sıkı para politikası uygulanacak. Kurul, politika faizine ilişkin adımları enflasyon görünümüne göre belirleyecek.
Finansal piyasalarda yaşanan gelişmeler, parasal akış mekanizmasını destekleyen ilave adımların atılmasını gerektiriyor. Merkez Bankası, tüm para politikası araçlarını kararlılıkla kullanarak, enflasyonu orta vadede yüzde 5 hedefine ulaştırmayı amaçlıyor. Bu süreçte, likidite koşulları yakından izlenecek ve etkili bir şekilde yönetilecektir.
Yabancı yatırımcılar, 11 Nisan haftasında 3,1 milyar dolarlık net satış gerçekleştirdi. Bu durum, piyasalardaki belirsizliklerin ve döviz baskısının etkisiyle ortaya çıktı. Yabancıların hisse senedi ve tahvil satışları, Türkiye'nin ekonomik görünümüne dair endişeleri artırdı. Merkez Bankası'nın bu durumu kontrol altına almak için agresif adımlar attığı gözlemleniyor.
Ekonomistler, Merkez Bankası'nın döviz piyasasında dengeyi sağlamak için kısa vadede rezervlerdeki düşüşü durdurmayı hedeflediğini belirtiyor. Eğer döviz satışları devam ederse, faiz oranlarının daha da yükselmesi mümkün olabilir. Bu durum, piyasalardaki belirsizlikleri artırabilir ve yatırımcıların kararlarını etkileyebilir.
Merkez Bankası'nın aldığı bu karar, piyasalarda önemli değişikliklere yol açabilir. Faiz artışı, enflasyonla mücadelede atılan bir adım olarak değerlendiriliyor. Ancak, yatırımcılar için yüksek maliyetler doğurması bekleniyor. Merkez Bankası'nın bir sonraki toplantısı 19 Haziran tarihinde gerçekleştirilecek.
Bu toplantıda alınacak kararlar, piyasalardaki belirsizlikleri gidermeye yönelik önemli bir adım olabilir. Ekonomistler, döviz talebinin yönünün belirleyici olacağını ifade ediyor. Merkez Bankası'nın sıkı para politikası duruşu, enflasyon beklentilerini düşürmek ve piyasalardaki istikrarı sağlamak için kritik bir rol oynayacaktır.